Ankara: Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi, 2015. — 63 s. — ISBN: 978-9944-237-31-4
Yayımlanan eserde, önemli bir iktisadi ve siyasi ehemmiyete sahip bir bölge olan Kırım yarımadası ve bölgenin yerli etnik grubu olan Kırım Tatarlarının tarihinin izini sürmektedir. Çalışma, yarımadanın on üçüncü yüzyılın ortasında Cengiz Han'ın torunu tarafından ele geçirilmesi ve bunun sonucu olarak Altınordu Devleti'ne katılmasını irdeleyerek başlamaktadır. Birçok yıkıcı mücadele sonucunda, Kırım Hanlığı bağımsızlığını kazanır ve yarımada üzerinde Cenovalı tacirlerle ortaya çıkan anlaşmazlıklar sonucu Hanlık ve Osmanlı İmparatorluğu arasında kurulan ittifak ile Kırım Hanlığı, 1475′te Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı İmparatorluğunun hükümranlığı altına girer.
Kırım Osmanlı hâkimiyeti altındayken, 1784 yılından itibaren işgal politikalarını uygulamaya geçiren Rusya XIX. yüzyıl da dâhil olmak üzere yüzyıllarca süren acılara sebebiyet vermiş ve bölge Müslümanlarını anavatanlarını terk etmek zorunda bırakmıştır. Azınlık durumuna ise Kırım'ın 1783'te Rusya tarafından işgal edilmesiyle düşmüşlerdir. İlerleyen süreçte Kırım'ın yerli nüfusu (aslen Kıpçak Türkleri olan) Tatarlar, önce Çarlık sonra da Sovyet yönetimleri altında yarımadadaki varlıklarının yok edilmesine dönük sistematik baskılarla karşı karşıya kalmışlardır. Bu baskıların en son örneklerinden birisi olarak Kırımlıların 1944'te tamamen yurtlarından sürülmesi örnek olarak gösterilebilir. On binlerce Kırım Tatar köylüsü “kulak” oldukları iddiasıyla Urallara, Sibirya'ya ve başka yerlere sürülmüştür.
Eser, Kırım Tatarlarının tarihine ışık tutmanın, bugünkü durumlarını anlama açısından yararlı olacağı düşüncesi ile kaleme alınmıştır. Çalışma ile Kırım'ın tarih boyunca hangi süzgeçlerden geçtiğini gözler önüne sermektedir.